Çatışmanın Gücü

Çatışmanın Gücü

Çatışmanın Gücü

Çatışmanın Gücü

İnsanların başarılı olmalarını istiyorsanız, baskı uygulamak zorundasınız, hepimizin gerçekten tepki verdiği tek şey budur. Bir antrenör olarak adamlarımı hep kızıştırmaya çalışmış, hep yüksek performans göstermeye zorlamışımdır.

Bir örgütte baskı yaratmak çatışmayı gerektirir ve bu da çok gerginlik çok duygusallık yaratan bir şey halini alabilir. İnsanlarla karşı karşıya gelmekten hoşlanmadıkları için oyuncularıyla çatışmaktan kaçınan antrenörlere rastladım; şirket ekiplerinin liderleri arasında da aynı şeyin söz konusu olduğunu sanıyorum.

Çatışmayı fiilen sever hale gelmemim nedeni, bu durumun kendimi güçlü hissetmemi sağlaması değil, meseleleri açıklığa kavuşturma imkanını veriyor olmasıdır. İnsanların gözlerinin içine bakmadıkça, davranışlarının nedenini ve onları motive eden şeyin ne olduğunu anlayamazsınız. Çatışma olmayınca, düşünme ve davranma biçimlerini değiştiremeyeceksiniz demektir.

Çatışma, insanları ezmek demek değildir. Takım mensuplarını eleştirdiğinizde, bunu pozitif bir bağlama oturtmanız gerekir. Oyunculara sık sık şöyle demişimdir: "Bütün gücünü ortaya koyduğunu düşünmüyorum; daha iyisini yapabilirsin." Ama aynı zamanda, benim hedeflerimle onun hedeflerinin aynı olduğunu da açıkça belirtmişimdir: "Başarılı olmak senin kendi çıkarına olduğu kadar benim de çıkarıma. Aslında ikimiz de aynı şeyi istiyoruz" Ama meseleyi böyle koyunca, insanların başarısızlıkları halinde ortaya çıkacak sonuçlar konusunda açık sözlü olmaktan da çekinmemeniz gerekir. Onları incitmekten korkmamalısınız. Güçlü bir tepki yaratmak için ne lazımsa onu yapmalısınız, çünkü onlara ulaşabildiğinizden ancak o zaman emin olabilirsiniz.

Sonunda, insanların dolaysız yaklaşımından hoşlandıklarını gördüm. Yağcılık yapan veya dolambaçlı konuşan bir lidere sahip olmaktansa, apaçık konuşan bir lidere sahip olmaya çok daha fazla değer veriyorlardı. On yıl sonra gelip, onları zorladığım için teşekkür eden oyuncum oldu.

Hatırlarında en çok kalan sözüm şu kısacık cümleymiş : "Aslında sen, sandığından daha iyisin". Kendi çocuklarına da, okulda başarılı olamadıklarında veya başka sorunları olduğunda, aynen böyle diyorlarmış. Babam da bana böyle derdi ve bunda büyük hakikat payı vardır- insanlar sandıklarından çok daha fazlasını yapabilirler.

İkinci kural da budur: Çatışma sağlıklı bir şeydir.

Bill Parcells

Kaynak: Harvard Business Review