Türk Denizci Piri Reis

Türk Denizci Piri Reis

Türk Denizci Piri Reis

Türk Denizci Piri Reis

Muhiddin Piri, kesin tarihi bilinmekle beraber tahminen 1465-1470 yılları arasında, Türk denizciliğinin önemli merkezlerinden biri olan Gelibolu’da dünyaya gelmiştir. Babası Hacı Mehmet, amcası ise o dönemin ünlü kaptanlarından Kemal Piri idi. 11 yaşına geldiğinde önce korsan olarak işe başladı, sonradan devlet hizmetine giren amcası Kemal Reis ile birlikte denize açılmış ve 1487-1493 yılları arasında çeşitli deniz savaşlarına katılmıştır. Türk denizcilik tarihinden, kendisinden bağımsız olarak söz edilmesi 1499-1502 yılları arasındaki harplerde gösterdiği başarılardan dolayıdır. Harita çizimiyle uğraşmış, daha sonra büyük Türk denizcisi Barbaros’un (1476-1546) hizmetine girmişti.
 

Mısır zaptı sırasında (1516-1517) komutasındaki gemilerle en önemli deniz üssü olan İskenderiye’nin ele geçirilişinde büuük başarı göstermiştir. Yazmış olduğu “Kitab-i Bahriye” hükümdarının beğenisini kazanmıştır. Bunu bugün elimizde sadece ilk parçası bulunan ve Kuzey Amerika haritası diye adlandırılan İkinci Dünya Haritası izlemiştir.
 

Piri Reis, kendisini yetiştirmiş olan amcası Kemal Reis’in 1511’deki ölümünün ardından Gelibolu’ya çekilip orada bir dünya haritası, bir de Kitab-ı Bahriye’sini hazırlamıştır. Dünya haritası, 1513’de tamamlayıp 1517 yılında, Mısır’ın fethinin hemen sonrasındaki günlerde Yavuz Sultan Selim’e takdim etmiştir. Piri Reis; bunun ardından Kaptan-ı Derya (Deniz Kuvvetleri Komutanı) rütbesine getirilir. Harita, 19129’da Topkapı Sarayı’nın müzeye dönüştürülme çalışmaları sırasında keşfedilir ve hala oradadır. Afet İnan; 1954 yılında yayımlanan En Eski Amerika Haritası adlı kitabında, haritanın kenar notlarının, Osmanlı Türkçesinden yeni harflere çevirilerini yayımlamıştır.
 

Harita, 9 Kasım 1929’da Topkapı Sarayı’nda sarayı müzeye dönüştürme sırasındaki envanter tespit çalışmaları sürerken tesadüfen bulundu. Alman bilim adamı Adolf Deismann (1866-1937); dönemin Milli Müzeler Müdürü Halil Ethem Eldem’in kendisine verdiği parçaları inceleyip düzenlenirken eline geçen harita takımının içindeki folyoyu o sırada İstanbul’da bulunan ve Türk denizciliği hakkında uzman olan Alman bilim adamı Paul Kahle’ye göstermişti. Eserin Piri Reis’in ilk dünya haritası olduğunu teşhis eden; Paul Kahle oldu.
 

Prof. Kahle; harita ile ilgili inceleme sonuçlarını 1931 yılında 18. Doğubilimleri Kongresi’nde sundu. Haritanın üzerindeki notları, Hasan Fehmi Bey, Latin harflerine aktardı. Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Akçura; 1937 tarihli Piri Reis Haritası adlı kitabında haritayı yayımladı. Cumhurbaşkanı Atatürk; haritayı Ankara’ya getirip bizzat inceledi ve devlet matbaasında çoğaltılmasını sağladı. Haritanın kayıp parçalarını arama çabaları sırasında, Topkapı Sarayı Müdürü Tahsin Öz tarafından, dünya haritası olduğu sanılan bir başka Piri Reis haritası bulunmuştur.
 

Harita; ceylan derisi üzerine çizilmiş olup 900 x 600 mm boyutlarındadır. Ortaçağ haritalarından -sıkça rastlanan-portolan tarzında yapılmıştır; yani enlem ve boylam çizgileri yerine anahtar noktalarda yönleri gösteren pusula gülleri ve bunlardan ışınsal olarak yayılan yön çizgileri vardır.
 

Kenarlarında, açıklayıcı nitelikte çeşitli notlar vardır. Notların bir kısmı; tutsak edilmiş Portekiz ve İspanyol denizcilerin ifadelerine dayalıdır. Notlarda Yeni Dünya’nın yerlileri, hayvanları, bitkileri, madeni zenginlikleri ve diğer ilginç özelliklerine değinilir. Ayrıca, gösterilen yerlerde bulunduğu rivayet edilmiş hayvan veya hayali yaratıkların resimlerini de gösteren harita; toplam dokuz renkle çizilmiştir. Kenar notlarından birinde; bu haritanın batıda Kristof Kolomb’un keşfettiği yöreleri, doğuda da “Çin, Hint ve Sint” bölgelerini gösterdiğini yazar. Sağ kenardaki notlarının bazılarının yarım cümlelerden oluşması, bu haritanın daha büyük bir dünya haritasının sol yarısı olduğunu gösterir; öbür yarısı ise kayıptır.

Kaynak; Şahin L., İnkılap Kitabevi Baskısı, 2017