Zor Şartlar Bizi Güçlendirir

Zor Şartlar Bizi Güçlendirir

Zor Şartlar Bizi Güçlendirir

Bir grup genç, el yapımı nadide parçalar üreten bir mobilya fabrikasını ziyarete gitmiş. Burda büyük bir tahta yığını önündeki
ustanın hareketleri gençlerden birinin dikkatini çekmiş.

Usta her tahta parçasını tek tek dikkatle inceliyormuş. Sonra da parça- yı yanındaki iki yığından birine atıyormuş.
Büyük yığının arkasındaki lev- hada, “atılacak” yazıyormuş.

Bu levha, buradaki tahtaların mobilya yapımında kullanılmayacakları anlamına geliyormuş. Küçük yığının arkasında ise
“kullanılacak” yazan bir levha varmış...

Delikanlı iki yığına da bakmış. İkiye ayrılan parçalar arasında öyle gözle görülür bir fark yokmuş. Atılacaklar yığınındaki tahtalar da
kullanılacaklar kadar gözüne iyi görünmüş.

Merakını yenemeyip ustaya sormuş:

- Bu hızla ayrım yapıyorsanız, sadece bir çekmece yapmak için gereken keresteyi bile toplamanız bir gün sürüyor olmalı.
Bu attığınız tahtaların nesi var?

- Bu iki yığın da sana aynıymış gibi görünüyor ama ben aradaki farkı görebiliyorum. Atılacaklar yığınına koyduğum keresteler,
fırtınalardan daima korunarak büyüyen, vadide yetişen ağaçlardan geliyor. Korunaklı büyüyen bu ağaçların keresteleri kaba olur.

Ancak yakmaya elverişlidir. Benim seçtiklerim ise dağların tepesinde yetişen ağaçların keresteleri.

Fidan oldukları günden itibaren, güçlü fırtınalarla, şiddetli yağmurlarla ve kavurucu güneş ışınlarıyla baş ederek büyümüş ağaçlar.
Bu yüzden çok dayanıklılar. Bu yüzden onları nadide mobilya yapımında kullanıyoruz.